27 Ekim 2011 Perşembe

PAZARLAMANIN VİRAL ÇAĞINA HOŞGELDİNİZ

“Viral bir video çekelim, YouTube’da yayınlayalım ki markamızın ‘awareness’ı artsın”… Şu anda birçok reklam ajansı, müşterilerinden gelen bu tip “brief”lerle boğuşuyor sanırım. Sizleri anlıyorum… Bu uzun ve meşakatli yolda sizlere, allahtan sabır diliyorum.

Viral, viral, viral… İyi de, bu viral ne ola? Kimse yanıtını bilmiyor ama herkes viral bir videosu YouTube’da ya da Daily Motion’da dönsün istiyor. Zira, viral videolar sayesinde bir anda popülaritesi tavan yapan firmaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Hal böyle olunca, uyanık “Türk girişimci,” bu youtubeda-şey-yapılan-şeyden kendine düşeni almak istiyor. Peki, viral video çekmek bu kadar kolay mı? Daha doğrusu, her viral video aynı büyüklükte etki yaratabiliyor mu? Şüphesiz bu sorunun yanıtı hayır… Ancak, marka ile doğru ilişkilendirilmiş ve doğru kişilerle hazırlanmış çalışmaların başarısız olması da tamamen talihsizlik sanırım.

Viral pazarlama, sanılanın aksine “bir video çek, sonra bunu yayınla” şeklinde yapılamıyor ne yazık ki. Tıpkı diğer pazarlama tekniklerinde olduğu gibi, uzun çalışmaların ve ince hesaplanmış stratejilerin bir ürünü olarak doğuyor viral pazarlama çalışmaları. Türkiye’de başarılı viral çalışmalara rastlamak mümkün. Üstelik bunlar, %100 yerli dimağların ürünleri… Aklıma gelen ilk örnek, Gittigidiyor.com’un “Lahana” virali oluyor. Belki de, Türkiye’de viral adına ilk başarılı örneklerden birisi olması buna etken, bilemiyorum. Gelelim Gittigiyor.com’un başarısının ardında yatan sebeplere… Öncelikle, viral videonun yayına girdiği tarih ve birlikte çalışılan ekibin “terzi elinden çıkma” uyumu bu başarıda önemli bir rol oynuyor. Sosyal medyada, “Esmeralda,” “Sütü Seven Kamyoncu” videoları “like”ın sınırlarını zorlarken geldi bu video ve beklenildiği gibi çokça paylaşıldı, çokça “like” aldı. İkinci neden olarak, marka ile videonun arasındaki mükemmel bağı sayabiliriz. Gittigidiyor.com, kullanıcılarının bir heves alıp sonra evde çok gelmeye başlayan ürünlerinin el değiştirdiği bir pazar yeri… Videoda bu durum, “esprili” bir dille anlatılıyor. İzleyeni eğlendirirken, ona markanın ne olduğundan bahsediyor. Üçüncü etken şans da eklenince, ortaya işte bu kadar başarılı bir iş çıkıyor.

Başarılı virallere bir diğer örnek yine Türkiye’den: THY’nin Miles&Miles sadakat programı için hazırlattığı viral video… Böyle bir giriş yapınca, kimsenin aklına bu çalışmanın hangisi olduğu gelmedi sanırım. Haklısınız. Bu viral, uzunca bir süre “viral olduğu anlaşılamayan” örneklerden çünkü. “Mükemmel Evlilik Teklifi” desem bir şeyler gelir mi aklınıza? Tam tahmin ettiğim gibi. Evet, o video THY’nin viraliydi. Uzunca bir süre insanlar, bu viraldeki olayları gerçek zannetti. Herkeste, “ayyy…” etkisi yaratan videoda marka çok güzel bir şekilde konumlandırılmıştı çünkü. Bu nedenle, insanlar aslında bir firmanın reklamını paylaştığını farketmeden bu videoyu duvarlarına “post”ladılar. Daha sonra, videoya “tribute”lar, karşı yanıtlar gelmeye başladı. Viral bir video, kendi virallerini yarattı. İnsanlar eğlendiler, THY amaçladığına, sanırım, ulaştı. Bu başarının ardındaki formül de, bir önceki örnekle neredeyse aynıydı: Doğru zamanda, doğru işle, doğru mecrada olmak…

Pazarlamada yeni bir dönem başlıyor. Ben buna pazarlamanın viral çağı diyorum. Bu öngörümde haklı mıyım bunu zaman kanıtlayacak. Ancak şunu söyleyebilirim ki, yeni medya düzeni beraberinde yeni pazarlama teknikleri getirecek…

NOT: Bu yazıda yer alan çalışmaları merak ediyorsanız https://www.facebook.com/sosyalmedyacalismalari adresini ziyaret edebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder