5 Kasım 2011 Cumartesi

SOSYAL MEDYADA LORDLAR KAMARASI VAR MI?



Geleneksel medya, hep, küçük bir azınlık tarafından yönetildiği için eleştirildi. Kimi zaman geleneksel medyanın, bu küçük azınlığın elinde bir “oyuncak” olduğu dahi iddia edildi. Bunların ne kadarı doğruydu, ne kadarı yanlıştı hala tartışılıyor… Şimdi aynı tartışmalar sosyal medya için de başlatıldı. Peki, sosyal medyanın lordlar kamarası var mı?


Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğtul Özkök, köşesinde Twitter’a verdi veriştirdi. Yazısında Özkök, Twitter’ın, “küçük bir azınlığın domine ettiği” bir sosyal paylaşım alanı olduğunu ve sanıldığı kadar “sosyal” bir mecra olmadığını iddia etti. Bu iddiasının dayanak noktası ise, ABD’li psikolog yazar Daniel Kahneman’ın Twitter hakkında yaptığı araştırmalara yer verdiği kitabı… Kitapta yer alan veriler bir hayli ilginç… Kahneman’ın araştırmasına göre, Twitter’ın iki yüz milyon kayıtlı kullancısı var. Bu kullanıcıların yüz milyonu, Twitter’ı aktif olarak kullanıyor. Twitter’ın “iç”inden elde edilen bilgiye göre ise, aktif kullanıcı sayısı elli milyon… Yani elli milyon kişi, ayda en az bir kez bir “tweet” atıyor. Ancak Twitter’daki içeriğin yarısını yalnızca yirmi bin kişilik, ünlüler, yazarlar, bloggerlar üretiyor. Diğer içerikse, kalan kırk dokuz milyon sekiz yüz seksen bin kişinin ürünü… Hal böyle olunca, acaba sosyal medya da geleneksel medya gibi, küçük bir “elit” sınıf tarafından mı yönlendiriliyor sorusu akla geliyor.
Bu konuya tekrar döneceğimizi belirtip, bir başka habere geçmek istiyorum.
Bu hafta, siyasilerden sosyal medyaya birbiri ardına gelen eleştirilerle geçti. Kimileri, sosyal medyanın “kirliliği”nden yakındı, kimileri ise “kotrolsüz”lüğünden… Sosyal medya, “sıradan insan”a söz hakkı tanıyan bir paylaşım alanı mı yoksa herkesin birbirine kolayca iftira atabileceği bir korku tüneli mi? Bazı siyaset adamlarına göre, sosyal medyada “gereksiz” bir insan kalabalığı var. Bu fazlalık hali, içeriklerin de “kirli,” “abartılı,” “yersiz” olmasına neden oluyor.
Sabah Gazetesi’nde yer alan habere göre, başbakan yardımcısı Bülent Arınç, verdiği bir demeçte sosyal medyadaki kalabalıktan dert yandı. Twitter’da yer aldığını hatırlatan Arınç, sosyal medyanın gücünün farkında olduğunu ve artık onsuz bir dünyanın olamayacağını aktardı. Bülent Arınç, Twitter’da yetmiş bin takipçisi olduğunu, vakit bulduğu zamanlarda kendisinin Twitter üzerinden paylaşımda bulunduğunu ancak bunu, çoğu zaman danışmanlarına bıraktığını ifade etti. Facebook’un ayrı bir dünya olduğunu ve burada yer almadığını söyleyen Arınç’a göre, sosyal medyada bir insan fazlalığı var ve bu fazlalığın “seleksiyon”a uğraması gerekiyor. İyi niyetli paylaşımların, bazılarınca kötüye kullanıldığından ve yapıcı olmayan ağır ve kötü eleştirilerin sosyal medyada kolayca yayılmasından şikayetçi olduğunu ifade eden Arınç, sosyal medyanın “elenmeye” ihtiyacı olduğunu söyledi.
Yazının başına dönecek olursak, Özkök sosyal medyadaki kalabalığın “kuru kalabalık” olduğunu, birkaç kişi dışında içerik üretenin olmadığını iddia ediyordu. Başbakan yardımcısı Arınç ise, hem insan sayısının hem de üretilen içeriğin hacminin “fazla” ve “gereksiz” olduğunu söylüyor. Gerçekten sosyal medyadaki insan sayısı bu kadar fazla mı? Ya da, sosyal medyada var olanlar yalnızca “var olmak” için mi oradalar yoksa bir şeyler üretebiliyorlar mı? Bu tamamen sizin bakış açınıza bağlı…
Her gün milyonlarca video internete yükleniyor. Bu milyonlarca video, milyonlarca insan tarafından paylaşılıyor, beğeniliyor, yorumlanıyor. Her gün Türkiye’de milyonlarca kullanıcı, haberleri internetten okuyor. Bu haberleri paylaşıyor, eleştiriyor, tartışıyor (burada da olduğu gibi). Bundan birkaç yıl evvel, insanların seslerini “bu denli” duyurma şansları yoktu. Ancak şimdi, sosyal medya sayesinde insanlar, her şeyi eleştiriyor, tartışıyor, tartışmaya açıyor… Bu durumun, korkulacak, çekinilecek ya da abartılacak bir yanı yok. Sıradan insan da sesini çıkarabiliyor artık, o kadar…
Sosyal medyada iddia edildiği gibi bir “lordlar kamarası” var mıdır bilinmez. Ancak gerçek şu ki, o “kamara” kurulmadan önce, sıradan insanlar burada bir şeyler üretiyordu… Sosyal medya giderek geleneksel medyaya mı benziyor sorusunu sormak yerine, geleneksel medya sosyal medyaya müdahale mi etmeye çalışıyor sorusunu sormak daha mı sağlıklı olur? Nedersiniz?...
NOT: Bu yazıda yer alan haberlerin detayları için, aşağıda yer alan linklere başvurunuz:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder